Terimler Sözlüğü

TERİMLER SÖZLÜĞÜ

A’dan Z’ye ImuPro’yla ilgili terim ve tanımları bir araya toplayan terimler sözlüğü

A

  1. Adaptif immün sistemi

    Adaptif immün sistemi (aynı zamanda “sonradan kazanılmış”, “edinilmiş” veya “spesifik” immün/bağışıklık sistemi olarak da bilinir) vücudumuzdaki yabancı ve saldırganlara karşı savaşan ve bu savaşta son derece spesifik immün sistemi hücreleri ve spesifik antikorlardan yararlanan bir sistemdir. Adaptif immün sistemi görevlerini yerine getirirken, immün sistemin belleğine de sürekli ilaveler yapar. Adından da anlaşılacağı üzere, adaptif immün sistemi insanın tüm ömrü boyunca gelişimini devam ettirir.

  2. Anafilaksi/anafilaktik şok

    Anafilaksi süratle gelişebilen, ciddi, hayati tehlikesi olan alerjik bir reaksiyondur. Anafilaktik şok olarak da bilinir. Semptomları şöyle sıralanabilir: baş dönmesi, bilinç kaybı, nefes darlığı, dilde ve soluk borusunda şişme, ciltte morarma (blueness), tansiyon düşmesi, kalp yetmezliği ve ölüm. Bu tür şoklarda acil müdahale ve  tedavi gerekir.

  3. Antikor/ antikor titresi

    Antikor, bağışıklık sistemimizin vücudumuzda zararlı bir maddeyle (ki bunlara antijen diyoruz) karşılaştığında ürettiği bir proteindir. Antikor titresi, bir organizmanın ürettiği antikor sayısını ifade etmekte kullanılan bir ölçüdür.

  4. Antijen

    Antijen, bağışıklık sisteminin antikor üretmesine yol açan herhangi bir maddedir. Antijen, çevreden kaynaklanan yabancı bir madde (kimyasallar, bakteriler, virüsler veya polenler gibi) olabileceği gibi, vücudun kendi içinde ürettiği bir şey de (bakteriyel toksinler veya doku hücreleri gibi) olabilir.

C

  1. Kolorimetrik analiz/reaksiyon

    Kolorimetrik analiz, bir renk reaktifi yardımıyla bir çözeltideki herhangi bir kimyasal element veya bileşik konsantrasyonunu ölçmede kullanılan bir yöntemdir. Ortaya çıkan rengin yeğinliği ile test edilen maddenin konsantrasyonu arasında bir paralellik vardır. Yöntem, tıbbi laboratuvarlarda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

  2. Kompleman protein

    Kompleman sistemi (bkz. aşağıdaki madde), hep birlikte antijenlerin imhasında antikorlara yardım etmeye veya onların eksiklerini “tamamlamaya” çalışan yaklaşık 30 proteinden oluşur. Kan damarlarının genişlemesine ve ardından da sızdırmasına yol açan kompleman proteinler kızarıklık, ateş (warmth), şişme, ağrı ve fonksiyon kaybı gibi inflamatuvar bir yanıtı karakterize eden çeşitli semptomlara sebep olur.

  3. Kompleman sistemi

    Kompleman sistemi, dolaşım sisteminde hep birlikte immün ve inflamatuvar yanıtları teşvik ve kontrol eden 30’dan fazla kan proteininden oluşan kompleks bir sistemdir. Bakteri ve virüsler gibi yabancı patojenleri ya da benzeri diğer antijenleri imha ederek, vücudun enfeksiyonla mücadelesine yardımcı olur. Kompleman sisteminin aktivasyonu, inflamatuvar bir immün yanıtın zorunlu ögelerinden biridir.

  4. Crohn Hastalığı

    Crohn Hastalığı, İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları (IBD) adı verilen hastalık grubuna aittir. Sindirim sisteminin kronik inflamatuvar bir tablo sergilediği bir durumdur ve abdominal ağrı, şiddetli ishal, yorgunluk, kilo kaybı ve dengesiz/kötü beslenme gibi sorunlara yol açabilir. En yaygın görülen örneklerinde Crohn hastalığı, ince bağırsak ile kalın bağırsağın girişini etkiler. Bununla birlikte hastalık, ağızdan anüse sindirim sisteminin herhangi bir bölümünde etkili olabilir.

E

  1. ELISA

    ELISA testinde (Enzime-Bağlı Bağışıklık Deneyi), bağışıklık sisteminin çeşitli unsurları ve belli kimyasallar yardımıyla, vücudun örneğin enfeksiyöz mikroplara verdiği immün yanıtlar tespit edilir. ELISA, bütün laboratuvarlarda kullanılan bir test yöntemidir; testte bir enzim (biyokimyasal bir reaksiyonu katalize eden bir protein) ve bir antikor veya antijen kullanılır.

  2. Enzim yetersizliği

    Enzim yetersizliği, vücudun bir enzimi üretememesi veya eksik üretmesidir. Enzim eksiklikleri çeşitli metabolik hastalıklara ve sindirim sistemi sorunlarına yol açabilir.

  3. Eritem (ciltte kızarıklık)

    Eritem nodosum (EN de denir), cildin yağ tabakasının belli bir bölümünde gözlenen bir tür cilt inflamasyonudur. Eritem, en çok dizlerden aşağıda bacakların ön kısımlarında görülen kızarık, ağrılı şişkinliklere yol açar.

  4. Eliminasyon evresi

    Eliminasyon evresinde, bünyenizin yüksek düzeyde IgG ürettiği tüm gıda maddelerinden kesinlikle uzak durmalısınız. Yemenizde sakınca olmayan gıdaları belli bir rotasyona göre tüketmelisiniz.

F

  1. Fibromiyalji

    Fibromiyalji adale ağrısı ve yorgunluğa yol açan kronik bir rahatsızlıktır. Fibromiyaljisi olan kişilerin vücutlarında birtakım “hassas noktalar” vardır. Üzerine bastırıldığında bu noktalar acır. Hastalarda başka semptomlar da görülebilir: uyku sorunları, kas sertleşmeleri, başağrıları, el ve ayaklarda karıncalanma veya uyuşma ya da düşünme ve hatırlama sorunları (o yüzden kimi zaman “fibro-bunaklık” da denir) gibi. Fibromiyaljinin nedeni henüz bilinmemektedir.

H

  1. Histamin

    Histamin, lokal immün yanıtlarda ve birçok fizyolojik fonksiyonda rol oynayan bir bileşiktir. Histaminin en bilinen etkisi, bir alerjik reaksiyon sırasında açığa çıktığı durumlarda gözlenir ve tipik bir şekilde kaşıntı, hapşırma, hırıltılı soluk alıp verme ve şişme ya da, kimi zaman, anafilaktik şoka yol açar. Histamin ayrıca belirli gıdalarda doğal olarak da bulunur. Histamin intoleransında, histamin bakımından zengin gıdalar, gerçek alerjik reaksiyonlara çok benzer birtakım reaksiyonlara ve tansiyon düşmelerine yol açabilir.

  2. Yüksek tansiyon

    Yüksek tansiyon (hipertansiyon olarak da anılır), arterlerin sürekli yüksek tansiyona maruz kaldığı bir durumdur. Organ hasarlarına ve böbrek yetmezliği (renal yetmezlik), anevrizma (damar genişlemesi), kalp yetmezliği, felç veya kalp krizi gibi pekçok hastalığa yol açabilir.

  3. Düşük tansiyon

    Düşük tansiyon, belli bir ortamda normal olarak ölçülmesi gereken tansiyon değerlerinin altında kalan değerleri ifade eder. Düşük veya alçak tansiyon, yüksek tansiyonun tam karşıtıdır. Göreli bir terimdir, çünkü tansiyon normal olarak aktiviteye, yaşa, alınan ilaçlara ve genel sağlık durumuna göre büyük değişiklik gösterir.

I

  1. IgE

    İmmünoglobülin E, gecikmesiz alerjilerde rol oynayan özel bir antikor sınıfıdır.

  2. IgE gıda alerjisi

    IgE gıda alerjisi, klasik bir I. tip alerjidir: immün sistem, gecikmesiz bir alerjik reaksiyona yol açan spesifik IgE antikorları üretir. IgE, bir alerjenle temasa geçtiğinde, büyük miktarlarda histaminin serbest kalmasına yol açar. Semptomlar, vücutta ciddi şişliklerden anafilaktik şoka kadar uzanır.

  3. IgG

    İmmünoglobülin G, insanlarda bulunan temel antikordur ve adaptif immün sisteminin (aşağıya bakınız) bir parçasıdır. Bir IgG antikoru bir antijeni tanıdığında, Dolaşımdaki İmmün Kompleks (CIC)  adıyla bilinen bir İmmün Kompleks oluşturur ve bu CIC’yi parçalamak için fagositleri kendine çeker. IgG’nin dört alt-sınıfı vardır: IgG1, IgG2, IgG3 ve IgG4 (aşağıya bakınız). Bir antijene bağlandığında IgG’nin şekli değişir ve IgG reseptörleri (aşağıya bakınız) tarafından tanınabilecek duruma gelir.

  4. IgG4

    IgG4, total IgG’nin özel bir alt-sınıfıdır. Tüm diğer IgG alt-sınıflarından farklı olarak, IgG4’ün herhangi bir inflamatuvar özelliği yoktur ve I. tip alerjiyle bağlantılıdır. IgG4, IgE’nin “panzehiridir”, IgE’yi alerjene bağlanmaktan alıkoyar. Yani IgG4, alerjik reaksiyonlara engel olur. IgG4,  gecikmeli gıda alerjisinde rol oynamaz. IgG4 ne kompleman sistemini aktive eder ne de fagositleri kendine çeker.

  5. IgG gıda alerjisi

    III. tip veya gecikmeli gıda alerjisi olarak da bilinen IgG gıda alerjisi, bağışıklık sisteminin birtakım inflamatuvar süreçlere yol açabilen spesifik IgG antikorları ürettiği durumlarda ortaya çıkan alerji türüdür. Semptomları gecikmeli olarak ortaya çıktığı için (kimi zaman tetikleyici gıdanın alınmasından sonra üç günü bulduğu olur), test yapmadan tetikleyici gıdayı bulmak neredeyse imkansızdır.

  6. IgG reseptörü

    IgG reseptörleri immün sistem hücrelerinin yüzeyine yerleşir ve IgG antikorlarının antijenlere bağlanıp bağlanmadığını teşhis ederler. Bir IgG-antijen kompleksi IgG reseptörüne bağlandığında, immün sistem hücresinde bir immün dizgesi başlatılır.

  7. İmmünoglobülinler

    Antikor olarak da bilinen immünoglobülinler, plazma hücreleri tarafından üretilen proteinlerdir. İmmünoglobülinler (IgG, IgA, IgM, IgE), vücudun bağışıklık sisteminde kilit bir rol oynarlar. Bakteriler gibi yabancı maddelere bağlanır ve bunların parçalanmasına yardımcı olurlar.

  8. İmmün sistem hücreleri

    Bu hücreler, hücresel immün reaksiyonlarından sorumlu olan yapılardır. İmmün sistem hücrelerinin farklı türleri vardır. Kanda dolaşan başlıca türleri şunlardır: lenfositler, granülositler, monositler. Dolaşımdaki immün kompleksleri (CIC’ler) teşkil edilirken, esas olarak granülositler çekilir ve bunlar da CIC’i “çözecek olan”oksijen radikallerini ve proteazlarını serbest bırakarak CIC’i yok eder.

  9. İmmün kompleks

    İmmün kompleks bir antijen ile bir antikorun bileşimidir.

  10. İmmün reaksiyon

    İmmün reaksiyon, yabancı bir madde (yani bir antijen: virüs, mantar, bakteri veya nakledilmiş bir organ gibi) tespit ettiğinde vücudun gösterdiği bir savunma reaksiyonudur ve spesifik olarak bu antijene karşı antikor üretilmesini sağlar.

  11. In vitro (laboratuvar ortamında) tanılama

    İn vitro tanılama,  bir canlı organizmanın dışında yapay bir ortamda (bu genellikle bir laboratuvardır) bir tanılama test yöntemidir. Gündelik hayatta en sık karşılaştığımız in vitro test örnekleri, kanda enfeksiyon ya da idrarda glikoz olup olmadığını kontrol etmek amacıyla yapılan tahlil veya tetkiklerdir. ‘İn vitro’ Latince bir terimdir ve kelime anlamıyla “camın içinde” demektir. Bu da aslında, tarihsel olarak bu tür testlerin cam kaplarda (deney tüpleri gibi) yapıldığına işaret eder.

  12. İmmün (bağışıklık) sistemi

    İnsan immün sistemi esas olarak, yabancı işgalcilere karşı birlikte savaşan iki sistemden oluşur: doğal (doğuştan gelen) immün sistemi (aşağıya bakınız) ve adaptif immün sistemi (yukarıya bakınız).

  13. İnflamatuvar medyatörler

    İnflamatuvar medyatörler, inflamasyon sırasında immün sistem hücreleri tarafından salınan maddelerdir. İmmün sistem hücrelerine biribirleriyle “konuşmak”, bir immün yanıtı koordine etmek için uygun bir mekanizma sağlar.

  14. Doğal (doğuştan gelen) immün sistemi

    Spesifik-olmayan immün sistemi olarak da bilinen doğal immün sistemi, “birinci savunma hattı”dır. Doğal immün sistemleri, enfeksiyonlara karşı doğrudan, hiç gecikmesizin savunmaya geçer. Başka şeyler yanında, fagosit hücreleri de –nötrofiller veya granülositler dahil– immün sistem içinde, enfeksiyona neden olan patojenleri saptamak ve yok etmekle görevlidir.

  15. İnsülin direnci

    İnsülin, vücudumuzda birçok görevi olan vazgeçilmez bir hormondur. İnsülin direnci, vücudun insülin ürettiği fakat bunu etkili bir şekilde kullanamadığı bir durumu ifade eder. İnsülin direnci olan kişilerde, hücreler tarafından emilmediği için glikoz kanda birikir –sonuç, II. tip diyabet veya prediyabettir. İnsülin direnci çok değişik, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

  16. İrritabl Bağırsak Sendromu

    İrritabl bağırsak sendromu (IBS), nedeni bilinmeyen kronik bir gastrointestinal rahatsızlıktır. En tipik semptomları mide krampları veya ağrıları, şişkinlik ve gaz ve bağırsak alışkanlıklarının bozulmasıdır.

L

  1. Lipemik kan örneği/lipemi

    Lipemik bir kan örneğinin içinde yüksek miktarda lipid bulunur. Lipidler katı veya sıvı yağ ya da mum gibi alkolde çözünen fakat suda çözünmeyen maddeler olarak tanımlanabilir. Normal olarak yemekten sonra kanda bulunurlar. Lipeminin tahlillerden önce çok sık karşılaştığımız nedeni, kan örneğinin yemekten sonra yeterli süre geçmeden alınmasıdır.

M

  1. Emilim bozukluğu sendromu

    Yediğimiz gıdaların sindirilmesinde işin büyük kısmını ince bağırsağımız üstlenir. Emilim bozukluğu sendromunda hastanın ince bağırsağı, gıdalardaki besleyici maddeleri ememez. Emilim bozukluğu sendromunun nedenleri arasında çölyak hastalığı, laktoz intoleransı, genetik hastalıklar ve belirli ilaçlar sayılabilir. Farlı emilim bozukluğu sendromlarında semptomlar da farklı olabilir. Ancak bunlar çoğu zaman kronik ishal, normal olmaktan uzak dışkı, kilo kaybı ve gaz şeklinde ortaya çıkar.

  2. Metabolik sendrom

    Metabolik sendrom, birlikte ortaya çıkan bir grup sağlık sorununu (yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri, bel çevresinde aşırı yağlanma ve normal dışı kolesterol düzeyleri) ifade eder. Kardiyovasküler hastalık, diyabet ve felç ile arter çeperlerinde yağ toplanmasına bağlı hastalık risklerinin yükselmesine yol açan ciddi bir sağlık sorunudur. Metabolik sendromun arkasında yatan nedenler arasında, aşırı kilo ve obezite, fiziksel hareketsizlik ve genetik faktörler sayılabilir.

  3. Mukoz doku (mukoza)

    Mukoza, insan vücudunun bazı bölümlerini kaplayan ve ürettiği mukusla sürekli nemli kalan ince bir deri tabakasıdır. Ağız, geniz yolu, vajina ve idrar yolu da dahil olmak üzere solunum, üretim, boşaltım ve sindirim yolları gibi, havaya açılan çeşitli vücut kanallarında astar olarak işlev görür.

  4. Mikoz (mantar hastalığı)

    Mikoz, dokulara yerleşen bir mantarın yol açtığı inflamatuvar bir durumdur, yüzeysel superficial, cilt altı veya sistemik hastalıklara neden olur. Mikozlar çok yaygındır ve mantar hastalıklarının gelişmesinde çok çeşitli çevresel ve fizyolojik koşullar rol oynayabilir.

O

  1. Omega-3 yağ asitleri

    Omega-3 yağ asitleri, insan sağlığı açısından vazgeçilmez besleyici maddelerden olan çoklu doymamış yağ asitleridir. İnsan vücudu, kanda pıhtılaşma kontrolü ve beyinde hücre zarı yapımı da dahil olmak üzere sayısız normal vücut fonksiyonunun yerine getirilmesinde omega-3 yağ asitlerine ihtiyaç duyar. Vücudumuz kendi içinde omega-3 yağlarını üretemediği için, bunları dışarıdan, çeşitli gıdalardan almak zorundayız. Omega-3 yağ asitlerinin, kalp hastalıklarına ve muhtemelen felce karşı koruma da dahil olmak üzere sağlığımız açısından birçok yararı vardır.

P

  1. Fagositler

    Fagositler zararlı mikroorganizmaları, bakterileri ve ölü veya ölen hücreleri yutarak vücudu koruyan hücrelerdir. Enfeksiyonlara karşı mücadelede ve sonuçta bağışıklığın korunmasında vazgeçilmez aktörlerdir.

  2. Prik testi

    “Puncture” veya cilt üstü alerji testi olarak da bilinen deri prik testinde, bir seferde kabaca 40 farklı maddeye karşı hastanın gecikmesiz bir alerjik reaksiyon geliştirip geliştirmediği kontrol edilir. Bu test genellikle polen, küf, evcil hayvanların deri döküntüleri, ev tozları ve gıdalara karşı geliştirilen alerjileri saptamak için yapılır. Prik testlerinden amaç, IgE testlerini doğrulamaktır.

  3. Yükleme (provocation) diyeti

    Eliminasyon ve yükleme, ImuPro açısından son derece önemli temel ilkelerdir. Eliminasyon evresi boyunca, yüksek IgG düzeyleri saptanan tüm gıda maddelerinden kesinlikle uzak durulması gerekir. Semptomlar belirgin bir şekilde azaldığında, bu kez yükleme diyeti devreye girecektir: bu evrede, uzak durulan gıda maddeleri birer birer tekrar diyete dahil edilebilir. Bu, somut bir şekilde sağlık sorunlarına yol açan gıdaların saptanmasına olanak sağlar -bu  “tetikleyici” gıdalar, spesifik bir semptoma yol açabileceği gibi kilo artışına da neden olabilir.

  4. Sedef hastalığı (Psoriasis)

    Sedef hastalığı yaygın, kronik olarak iyileşmesi kabil olmayan (incurable) fakat tedaviye cevap veren (treatable) bir cilt hastalığıdır. En yaygın türü “plak tipi sedef hastalığı”dır ve kaşıntı veya yanma yapabilen gümüş rengi pullarla kaplı, kızarık, kabarık deri plakalar şeklinde görülür. Etkilenen bölgeler genellikle kol, bacak, gövde veya kafa derisindedir, fakat cildin herhangi bir bölgesinde de olabilir. En tipik bölgeler dizler, dirsekler ve belin arka kısmıdır (lower back).

R

  1. Rinit (burun yangısı)

    Alerjik rinit burnun iç taraflarında polen, toz, küf veya belirli hayvanların deri döküntüleri gibi alerjenlerin yol açtığı bir inflamasyondur.

S

  1. Sistemik semptomlar

    Sistemik, tüm vücudu veya tüm organizmayı etkileyen ya da tüm vücut veya tüm organizmayla ilgili demektir. Örneğin diyabet gibi sistemik bir hastalık, vücudun tüm fonksiyonlarını etkileyebilir.

T

  1. Taşikardi (kalp çarpıntısı)

    Taşikardi, istirahat halinde kalp atışının anormal hızlı (genellikle en az 100 atış/dakika) olduğu bir durumu ifade eder. Normal kalp atış hızı (nabız) eşiği, genel olarak kişinin yaşına bağlıdır. Taşikardi, kalbin zorlanma derecesine bağlı olarak, tahlikeli olabilir.

  2. TFN blokeri

    TNF inhibitörü veya blokeri, tümör nekroz faktörüne (TNF) karşı geliştirilen yanıtı (ki bu da inflamatuvar yanıtın bir bölümünü oluşturur) baskılayan bir ilaçtır. TNF romatoid artrit, inflamatuvar bağırsak hastalığı veya sedef hastalığı gibi immün veya otoimmün sistemin aracılık ettiği rahatsızlıklarla bağlantılı klinik sorunlarda önemli bir rol oynar. O nedenle bunların tedavisinde TNF inhibitörü kullanılabilir.

0-9

  1. 4-günlük rotasyon

    ImuPro testi sonunda bir kişinin yemesine izine verilen tüm gıdalar,  4-günlük bir döngü veya rotasyona dayalı kişisel bir diyet şeklinde düzenlenebilir. Eğer izin verilen gıdaların belirli bölümünü birinci gün tükettiyseniz, takip eden üç gün bunlardan uzak durmalısınız. Bu bir yandan vücudun mevcut IgG gıda alerjilerinden kurtulmasına yardımcı olurken, bir yandan da yeni alerjiler oluşturma ihtimalini azaltır. Ayrıca vücudun, dengeli bir beslenme rejiminden beklenen tüm vitamin ve mineralleri almasını da sağlar. Söz konusu gıda, istenirse 5. gün tekrar tüketilebilir.

İLGİLİ LİNKLER