
ImuPro IgG gıda alerji testlerinden biri sizin için iyi bir seçenek olabilir mi?
Hızlı Test
Burada, genel olarak ImuPro, diyet değişiklikleri, kontrendikasyonlar ve daha birçok konu hakkında sık sık karşımıza çıkan pek çok sorunun cevabını bulabileceksiniz.
Hastanın kan alımından önce 2-4 saat birşey yememiş olması yeterlidir. Çok sayıda parametrenin değerlendirildiği labaratuvar tetkiklerinde gerekli olan 12 saatlik açlık süreleri IgG testleri için zorunlu değildir. Bununla birlikte, yemeklerden kısa bir süre sonra alınan kan örneklerinin çoğu zaman lipemik (lipemik) olacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tür örnekler teste bariz bir şekilde olumsuz yönde etki eder (a considerably worse test variance). Ayrıca hastaya, kan alımından önce yiyeceği son yemeğin yağlı bir yemek olmamasına dikkat etmesi söylenmelidir. Pratikte bu şu anlama gelir: Mesela hasta saat 8:00’de normal kahvaltısını yapmış ve 11:00’de kan vermeye gelmişse hiçbir sorun yoktur. Ancak hasta saat 13:00’de ağır biri öğle yemeği yemiş ve 14:30’da teste gelmişse, bu arzu edilir bir durum değildir.
ImuPro testi, laboratuvar analizlerinde son derece oturmuş, standart bir prosedürü olan ELISA yöntemiyle yapılmaktadır. Sonuçlarımız güvenilir ve tekrarlanabilir nitelikte olup, çeşitli ülke ve laboratuvarlarda düzenli kalite kontrolleriyle denetlenmektedir.
ImuPro testinde amaç IgG gıda alerjileridir. IgG gıda alerjilerileriyle bağlantılı semptomlar, reaksiyona yol açan gıda veya katkı maddesinin tüketilmesinden 8-72 saat sonra ortaya çıkabilir. Bu gecikmeli gıda alerjilerinin (III. tip) gerisinde, kanda oluşan IgG antikorları vardır. Standart alerji testleri (cilt üstü alerji testi gibi cilt prick/scratch test) klasik IgE alerjilerini (I. tip) saptamak amacıyla tasarlanmış testledir. Bunlar, yediğimiz gıdalara verdiğimiz dolaysız (gecikmesiz) reaksiyonları mercek altına alır. Yani, I. Tip alerjiler, ImuPro testinde araştırılan gecikmeli IgG alerjilerinden (III. tip) farklıdır. Bu yüzden iki testin sonuçları mukayese edilebilir değildir.
IgG, “İmmünoglobülin G” demektir. İmmünoglobülinler, normal olarak kanımızda bulunan antikorlardır. Bunlar bağışıklık sistemimizin bakteriler ve virüsler gibi yabancı maddeleri tespit ve nötralize etmek için kullandığı araçlardır. Her insanın kanında IgG antikoru vardır, fakat bu antikorlar kimi zaman gıdalara karşı bir reaksiyon başlatırlar. Gerek gıda alerjilerine gerekse gecikmeli-başlayan gıda alerjilerine (gıda intoleransı) yol açan şeydir bu. IgE antikorlarının aracılık ettiği alerjiler (I. tip), IgG antikorlarının aracılık ettiği alerjilerden (III. tip) tümüyle farklıdır. IgE alerjisi, semptomları anında ortaya çıkan, geleneksel “gerçek” bir alerjidir, oysa IgG gıda alerjilerinde semptomlar gecikmeli olarak ortaya çıkar. IgG reaksiyonları, bağırsak florası bozulduğunda artar/sıklaşır, diyet değişikliği yapılır ve sürdürülürse azalır. IgE reaksiyonları zaman zaman ortaya çıkar ve tüm hayatınız boyunca size takip eder. Diyet değişikliklerinde, ImuPro sonuçlarına ilave olarak IgE bulguları da dikkate alınmalıdır, çünkü IgE antikor testi pozitif çıkan gıda maddelerinden de daima uzak durmak gerekir.
Bu konuda bir genelleme yapmak doğru olmaz. Gıda alerjileri kişilere fazlasıyla bağlı olaylardır. Bir kişi için iyi olan bir başkası için sorun yaratabilir. Ancak ImuPro testleriyle geçen yıllar içinde edindiğimiz tecrübeler, süt ve süt ürünleri ile çeşitli tahılların oldukça çok sayıda insanda immünolojik reaksiyon başlatabildiğini göstermektedir. Glüten, yumurta akı, süt ürünleri ve bira/ekmek mayası çok güçlü antijenlerdir. Herhangi bir alerji durumunda bunlardan mutlak surette uzak durulmalıdır –ancak bu da her zaman pek kolay bir şey değildir, çünkü bu antijenler endüstriyel olarak üretilen sayısız üründe kullanılmaktadır.
Hayır, normal olarak gerekmiyor. Ancak yeni bir test yaptırsanız ve bu testte herhangi bir antikor tespit edilemese bile, bu, sizin, daha önce intoleransınız olduğu tespit edilen tüm gıda ve katkı maddelerini artık rahatça tüketebileceğiniz anlamına gelmiyor. İmmün sistemin belli bir belleği vardır ve daha önceden reaksiyon gösterdiği bir gıda veya katkı maddesiyle karşılaştığında yeniden antikor üretmeye başlar. Ancak antikor üretimi genel olarak beslenme rejiminde gerekli değişiklikler yapılarak azaltılabilir. Başka bir deyişle, bağışıklık sistemi artık antikor üretmeyi bırakıncaya kadar diyet değişikliğine devam edilmesi gerekir. Bağırsakların tekrar doğal fonksiyonlarını yerine getirmeye başlaması, antikor üretiminin azaldığına işaret eder. Sadece semptomların tekrar ortaya çıkması halinde testin tekrarlanması gerekebilir ki, diyetinize ve rotasyon planınıza uyduğunuz sürece böyle bir ihtimal yoktur. Testin mutlaka tekrarlanması talebi varsa, testler arasında iki yıl boşluk bırakılmasını tavsiye ediyoruz.
Semptomlarınızın/şikayetlerinizin gerisinde gıda intoleranslarından başka etmenler yatıyor olabilir. Bunların ImuPro ile tespit edilmesi mümkün değildir. Bunlar arasında bağırsak florası sorunları, enzim bozuklukları ve hormonal sorunlar (özellikle kadınlarda) gibi belli sağlık sorunları sayılabilir. Diğer etmenler ise çevremizdeki kirletici maddeler, ağır metaller ve diş yapımında kullanılan metaller olabilir.
Diyet değişikliğinizde zaman zaman yaptığınız hatalar çok ciddiye alınacak bir durum değildir. Yanlışlıkla yasaklı bir bileşen içeren bir gıda maddesi tükettiğinizde, en fazla 3 gün kendinizi bir parça kötü hissedersiniz. Bu hatayı tekrarlamadığınız sürece vücudunuz kısa sürede kendini toparlayacaktır.
Evde çok az yemek yapıyor, daha çok okul kantininde veya lokantada mı yemek yiyorsunuz? Bu, diyet değişikliğini sadece bir parça daha karmaşık hale getirir –imkansız hale değil. Hazır yemekler veya kantin yiyeceklerinin içinde neler olduğunu görme şansınız genellikle yoktur. Fakat birkaç ipucu diyet değişikliğinizi başarıyla yürütmenize yetecektir: Lokanta veya kantinde yerken, soslardan uzak durun. Yanında patates veya pirinç pilavıyla ızgara et ya da balık veya sebze yemekleri ya da salata normal olarak size hiçbir sorun çıkarmaz. (Uzak durmanız gereken gıdalar aklınızda bulunsun.) Sossuz bir salata isteyip üstüne yanınızda getirdiğiniz bir sosu ilave edebilirsiniz. Özellikle kantinde bir öğle yemeği için, sevdiğiniz birtakım yiyecekleri yanınızda götürebilirsiniz: Akşam yemeğini ana öyününüz yapın ve biraz büyükçe bir porsiyon hazırlayın. Sonra artan yemeklerle ertesi gün öğle yemeğinde yiyeceğiniz bir salata hazırlayın. (Örneğin akşam yemeğinde tavuk ve pirinç pilavı varsa, tavuklu bir pirinç salatası, üstüne de avokado veya mandalina.) Lokantada yiyorsanız, garsona, sipariş vermeyi düşündüğünüz yemeğin içinde neler olduğunu sorun.
Herşeyden önce, IgG antikorlarının yol açtığı gözle görülür bir semptom olmaması, vücutta da hiçbir reaksiyon olmadığı anlamına gelmez. Bağışıklık sisteminiz yediğiniz belirli gıdalara karşı koymak için IgG antikorları ürettiğinde, bu belli bir inflamasyona yol açar, fakat bu inflamasyon her zaman dışarıdan görünmeyebilir. İkinci olarak, ImuPro belli bir gıda ve belirli bir semptom arasında bir bağ bulunduğunu gösterme iddiasında değildir. Sizde birtakım sorunlara neden olabilen gıdaları belirleme yolunda bir ön adımdır. ImuPro gıdalara karşı üretilen IgG antikorlarını, yani gecikmeli gıda alerjilerini tespit eder. Sonra bu gıdalar beslenme rejiminizden çıkarılır ve böylece söz konusu inflamasyonun kesilmesi ve vücudunuzun kendini toplaması sağlanır. Ardından, beslenme rejiminizden çıkarılan bu gıdalar tekrar diyetinize dahil edilir. Bu yükleme (provocation) bir seferde bir gıda şeklinde yapılır ve böylece sorun çıkartan spesifik gıdaların tespit edilmesine olanak sağlar. Eğer semptomlar tekrar ortaya çıkıyorsa, diyetinize tekrar dahil ettiğiniz en son gıdanın size dokunduğunu öğrenmiş olursunuz. (Bu arada, bu strateji aynı zamanda IgE-antikorlarının aracılık ettiği klasik alerjilerde de kullanılır.)
ImuPro ile dengesiz/kötü beslenme iki nedenle olamaz: rotasyon ve yeniden diyete dahil etme. ImuPro testi yardımıyla sizde reaksiyon başlatması olası gıda maddelerini (tetikleyici gıdalar) tespit ettikten sonra, bu gıdaların menüden çıkarıldığı ve yemenizde sakınca olmayan gıdaların 4/5 günlük çevrimler halinde rotasyona tabi tutulduğu bir diyet planı yapılır. Bu plan yeterli ve dengeli bir beslenmeyle, vücudunuz ihtiyaç duyduğu herşeyi almasını sağlar. Yükleme evresinden sonra belirli gıdalar muhtemelen diyetinize tekrar dahil edilecektir. Bu da giderek daha çok sayıda gıda maddesinin rotasyona girdiği zengin ve dengeli bir beslenme demektir. O nedenle söz konusu eleştiri ImuPro için doğru değildir. İshal, gaz, şişkinlik, migren, aşırı kilo veya cilt hastalıkları gibi kronik inflamatuvar hastalıklardan şikayetçiyseniz, ImuPro sizin için faydalı bir araçtır. ImuPro olası tetikleyici gıdalarınızı öğrenmede size yardımcı olur. Ve siz bu gıdaları menünüzden çıkararak vücudunuzdaki inflamasyonu durdurabilirsiniz. Sonrasında bunları yeniden diyete dahil ederek (yükleme evresi), semptomlarınızın hangi gıdalara bağlı olduğunu görebilirsiniz.
ImuPro testleri ve antijenler, bir Alman şirketi olan ve uluslararası ISO 9001 ve EN 46001 (tıbbi cihazlar) standartları çerçevesinde DQS tarafından akredite edilmiş bulunan R-Biopharm tarafından ISO 9001 ve ISO 13485 kalite yönetim sistemlerine göre üretilmektedir. Şirket 2003 yılında ayrıca ISO 13485 kalite yönetim belgesi almıştır. Testlerde kullanılan tüm reaktifler CE onaylıdır. ImuPro testleri dünya ölçeğinde her biri bu alanda uzman ekiplerce çalıştırılan 20’den fazla laboratuvarın faaliyet kapsamında olduğu için, testin tek tek her aşamasını bütünlük, uyum ve kalitesi bakımından güvence altına almak için, yıllık bazda laboratuvarlar arası deneyler bile yapabiliyoruz.
12 ayını doldurmuş çocuklara ImuPro testi yapılabilir. Ama çocuk 12 aydan küçükse annenin test yaptırmasını tavsiye ediyoruz –çünkü anne, normal olarak hamilelik sırasında plasenta aracılığıyla kendi antikorlarını çocuğa geçirir. Bir yetişkinden kan almak kolaydır ve antikor konsantrasyonları yüksektir. Oysa bebeklerin bağışıklık sistemi henüz tam olarak gelişmemiştir ve anneyle aynı tamponlama kapasitesine sahip değildir.
Evet, kısıtlı bir diyet yaparken de test yaptırabilirsiniz. Ancak, şunu bilmeniz gerekir ki, diyet gereğince uzak durduğunuz gıdalara gösterdiğiniz reaksiyonlar, normal, yani kısıtlanmamış bir diyet sırasında gösterebileceğiniz reaksiyonlardan çok daha zayıf olacaktır. Eğer belirli gıdalardan 6 aydan fazla uzak durmayı başardıysanız, bu gıdalara ait test sonuçlarının negatif çıkacağını unutmayın, çünkü bir gıda maddesine karşı üretilen IgG antikorları, o gıda tüketilmediğinde ortadan kaybolur.
Bağışıklık sistemini baskılayıcı bir ilaç kullanmadığınız sürece, kısa süreli antibiyotik kullanımı sonuçları etkilemez. Ancak, uzun süreli antibiyotik kullanımları bağırsak florasını bozarak daha çok sayıda reaksiyon tespit edilmesine neden olabilir. Bir ilaç alıyorsanız, sadece durumun bilinmesi bakımından, ImuPro ekibine bildirmelisiniz.
Belirli ilaçlar ImuPro test sonuçlarını etkileyebilir, o nedenle bu konuda herhangi bir tereddüt varsa hasta, ImuPro ekibiyle birlikte durumu gözden geçirmelidir. Uzun süreli antibiyotik kullanımı sonuçlar üzerinde etkili olabilir. Uzun süredir kortizon, steroidler, prednizon vb., bağışıklık sistemini baskılayıcı bir ilaç aldı veya alıyor iseniz, bunun test sonuçlarını etkileyebileceğini unutmayın. Test yaptırmadan önce bu tür kaygılarınızı ImuPro ekibine bildirirseniz, ekibimiz bunun bir sorun çıkarıp çıkarmayacağını değerlendirerek size bilgi verecektir.
Bu tür ilaçlardaki steroid konsantrasyonları genellikle çok düşüktür, ImuPro test sonuçlarını etkilemezler.
Konsantrasyon düzeyi düşükse ve lokal olarak uygulanıyorsa, kortizonlu krem normal olarak testte sorun çıkarmaz. Eğer hasta hap (tablet) almıyorsa, ImuPro testi yaptırabilir. Tam olarak emin olmak için, serumdaki total IgG değerinin ölçülmesini öneriyoruz. IgG değeri referans aralığının altında değilse, ImuPro test sonuçları üzerinde negatif bir etkisi de olmayacak demektir.
Tecrübelerimize göre, soğuk algınlığı ve hatta ateşi olan hastalarda testle ilgili hiçbir sorun yaşanmaz. Daha çok bir tedbir amacıyla, eğer ateşleri varsa, hastalara, ateş düştükten sonra kan örneği vermelerini tavsiye ediyoruz.
Şimdiye kadar TNF blokerlerinin ImuPro test sonuçları üzerinde ters bir etkisi olduğunu gözlemlemedik. Bundan emin olmak için, önce bir örnek üzerinde total IgG antikor düzeylerinin saptanmasını, sonra, eğer düzeyler normal kabul edilebilir aralık dahilinde ise, teste geçilmesini tavsiye ediyoruz.
Alkollü içecekler keyif verici (semi-luxuries) şeylerdir, ancak bağışıklık sisteminin stabilize olduğu birinci aşama sırasında bunlardan uzak durulmalıdır. Diyet değişikliği boyunca daha sonra, ara sıra kendinizi bir kadeh şarap veya şampanyayla ödüllendirebilirsiniz. ImuPro testlerinde içeceklerin kendileri değil bileşenleri (üzümler, tahıllar, maya ve malt gibi) analiz edilir. Testte bu bileşenlerden birine karşı yüksek miktarda IgG antikoru saptandıysa, kaçınma dönemi sırasında bu içeceklerden kesinlikle uzak durmalısınız.
Kahve tavsiye etmiyoruz. Özellikle kahvenin içindeki kahve kavurma maddelerinin bağırsak mukozası üzerinde tahriş edici etkisi vardır. Bu, gıda maddelerine karşı bağırsak geçirgenliğini artırır. Kahve kavurma maddeleri ayrıca midedeki asit üretimini de artırarak mide ekşimesi ve şişkinlik hissi gibi çeşitli rahatsızlıklara ve, ilaveten, bağırsak mukozasının gerilmesine yol açar. ImuPro testleriyle yaşadığımız geçmiş deneyimler, işleri kahvesiz götürmenin süreç üzerinde her zaman pozitif bir etkisi olduğunu göstermektedir. Bu yüzden, testte hiçbir reaksiyon tespit edilmese dahi kahveden uzak durmanızı tavsiye ediyoruz. En iyisi bitkisel veya meyve esaslı içeceklere geçiş yapmaktır. Kafeinin uyarıcı etkisi siyah veya yeşil çay içerek de elde edilebilir –ancak, bunlar da her gün değil belli bir rotasyon dahilinde içilmelidir. Kafein ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz başka bir alternatif tropik bir bitki olan guaranadır.
Sebze ve meyve suları veya püreleri aslında gerçek içecekler değildir, bunlar daha çok sıvı gıdalar olarak görülmelidir, çünkü bir bardak sıkma meyve/sebze suyu için çok miktarda meyve veya sebzeye ihtiyaç vardır. Ama illa da ara sıra bir bardak meyve veya sebze suyu içmek istiyorsanız, meyve içeriği %100 olan şekersiz meyve suları alın ve suyla karıştırın. Dikkat: Sadece hiçbir reaksiyon göstermediğiniz meyve ve sebzelerin sularını içebilirsiniz.
Kafein kahve çekirdeğinin bileşenlerinden biridir. Biz kahve çekirdeğini bir bütün olarak test ediyoruz, yani testte kahve ile kafeini birbirinden ayıramıyoruz. Bunlardan sadece birine ya da ikisine birden reaksiyon gösteriyor olabilirsiniz. Başlangıçta kahve ve kafeinden uzak durun. En az 3 hafta veya semptomlarınız stabilize oluncaya kadar bekleyin, sonra kafeinli bir içecek deneyin.
Glüten içeren tahıllardan yapılmış tüm fermente içeceklerden (bira gibi) uzak durmanız gerektiği gibi, maltlı içeceklerden de uzak durmalısınız. Endüstriyel meyve püreleri (smoothies) ve sütlü kokteyllerin içindekiler listesini kontrol edin. Damıtma işleminden sonra glüten ilave edilmiş olmadıkça (kokteyller) tüm alkoller glütensizdir. Damıtma işleminden sonra birşey ilave edilmedi sadece fıçılarda bekletildiyse malt viskileri de glütensizdir.
Hayır, böyle bir tehlike söz konusu değildir. Süt alternatiflerinin çoğu kalsiyum bakımından zengin gıdalardır. Rotasyon programını düzgün bir şekilde takip ettiğiniz sürece kalsiyum yetersizliğinden korkmanıza gerek yoktur. Örneğin brokoli yüksek oranda kalsiyum içerir. Şiddetli bir kalsiyum ihtiyacının doğması durumunda, yemeklerle birlikte ortomoleküler doz kalsiyum alınmasını tavsiye ediyoruz.
Hayır. ImuPro tetkiklerinde biz belirli bir gıda maddesinin yapısında bulunan belirli proteinlere karşı üretilen antikorları test ediyoruz. Laktoz test kapsamında değildir, çünkü laktoz bir protein değil şekerdir ve herhangi bir şekilde antikor üretimine yol açmaz. Laktoz intoleransı genetik olarak veya sonradan edinilmiş bir enzim eksikliğini ifade eder. Bünye bu şekeri sindiremez. Laktozsuz sütte normal sütle aynı proteinler bulunur. Sütte bellibaşlı 30 protein vardır. Kuşkusuz kazein de sütte bulunan başlıca proteinlerden biridir, fakat testimizde bünyenin hangi proteine reaksiyon gösterdiğini tespit edemiyoruz. Süte-karşı pozitif hastalarda yaptığımız kazein testleri, bunların önemli bir oranının kazeine değil sütün diğer bileşenlerine karşı reaksiyon geliştirdiklerini göstermektedir. O nedenle kazeinsiz süt kullandığında hasta bu sütü tolere edebilir, fakat biz bunu önceden bilemeyiz. Bu gibi durumlarda en iyisi süt ürünlerini tavsiye edilen süre boyunca tümüyle kesmektir. Daha sonra hasta, istediği ürünleri menüye dahil ederek kendini sınamalıdır.
Hayır. Pişmiş süt en az 30 dakika kaynamış süttür. Kaynama sırasında süt proteinleri bozuşur ve antijenik yapıların büyük bir kısmı parçalanır. Çoğu durumda, inek sütüne reaksiyon veren hastaların kaynamış inek sütünü tolere ettiğine tanık oluruz. Sadece hastanın inek sütüne reaksiyonu ısıya dayanıklı bir antijenden kaynaklanıyorsa, o durumda intolerans, kaynamış süte karşı da aynı kalır. Yani 30 dakika kaynattığınızda normalde sütü içebilirsiniz. Pişmiş sütte de çiğ sütle aynı miktarda kalsiyum vardır. Pastörize süt 75°C’de sadece 15 saniye ısıtılır. UHT süt ise 135°C’de 1-2 saniye; bu, sütteki enfeksiyöz ajanların temizlenmesi için yeterlidir. UHT sütte proteinlerin kalitesinde bir değişiklik olmaz. Diğer bir deyişle, pastörize süt ve UHT süt çiğ süt olarak görülmelidir (ImuPro bakımından).
Hayır, farklı gıda grubuna girmez. Bufalo sütü ve ondan yapılan ürünler inek sütü veya süt ürünleri olarak görülmelidir. ImuPro’nun önceki bir versiyonunda bufalo sütü test kapsamındaydı, fakat sonuçları %99 oranında inek sütüyle aynı çıkıyordu. Bu yüzden bufalo sütünün yerine başka bir gıda maddesi koyduk, ayrıca test etmeyi gereksiz bulduk.
Her iki peynir türünde de peynir yapımında kullanılan inek sütünün proteinleri bulunur, maalesef evet diyemeyeceğiz.
Laktoz intoleransı, süt veya süt ürünlerine IgG gıda alerjisi olmaktan farklı bir şeydir.
Laktoz intoleransı, gerekli bir enzimin yokluğu nedeniyle vücudun laktozu (sütte bulunan şeker) sindirememesidir. ImuPro’da vücuttaki enzim aktivitesine bakılmaz. Belli gıda proteinlerine karşı vücudun ürettiği IgG antikorlarına bakılır. Süt ürünlerine karşı III. tip bir gıda alerjiniz olabilir, fakat bu her zaman laktoz intoleransınız olduğu anlamına gelmez veya tersi.
Hastanız korkusunda haklı. Antijenlerin cilt yoluyla emilebileceğini biliyoruz. Bu duş jelinden uzak durmalıdır.
Hellim özel bir peynirdir, çünkü üretiminde kullanılan süt birkaç aşamada uzunca bir süre 90°C’de pişirilir. Bu işlem sırasında süt (inek sütü olsa dahi) bazı antijen üretme özelliklerini kaybeder ki bu da süt alerjisi olan kişilerin bu peyniri tolere etme ihtimalini artırır. Bu durumu İstanbul Üniversitesinde bir Türk profesör Crohn hastaları üzerinde gözlemlemiştir. Yani süt alerjisi olan hastalar hiçbir peyniri tolere edemezken Hellim peynirini tolere edebilmektedir. Antikor üretimi sadece ısıya dayanıklı bir epitopa yönelik olduğunda, Hellim peynirine karşı da alerjik reaksiyon verilir. Bu nedenle, süt alerjisi olan hastalarımıza olası ek bir alternatif sunmak bakımından, Hellim peynirini ayrı test etmeye karar verdik.
Tahıl ekstraktları sadece suda çözünen proteinler içerir, oysa glüten sadece alkolde çözünür – yani tahıl ekstraktlarında sadece tahıllara özgü proteinler vardır ama herhangi bir glüten içermezler. Sonuç: Eğer hasta glütene reaksiyon göstermiyor ama farklı unlara reaksiyon gösteriyorsa, bu onun söz konusu unların proteinlerine karşı intoleransı olduğunu gösterir. Bu da oldukça nadir görülen bir durumdur. Ama durum buysa, glüten intoleransı tespit edilmemiş olsa bile hastanın söz konusu unlardan uzak durması gerekir.
Testte buğdayın pozitif, glütenin negatift çıkması çok normal bir durumdur. Buğday proteinleri glüten ile buğdaya özgü diğer proteinlerden oluşur. Glüten suda çözünmediği için, glüteni alkolle ayırıp almak ve başka bir kavitede test etmek zorundayız. Bu kavitede suda çözünen diğer buğday proteinleri bulunmaz. Aynı şekilde, buğday kavitesinde de glüten molekülü bulunmaz. Yani bunlar birbirinden tümüyle farklı iki ayrı testtir ve bir kişinin bunlardan birine veya her ikisine duyarlı olması mümkündür. Birinci durumda sadece bir alerjenin (glüten veya buğday) testi pozitif çıkarken, ikinci durumda hem buğday hem de glüten testi pozitif çıkar.
Makarnalık buğday normal buğdayla tümüyle aynı reaksiyonu verir. Farklı buğday türleri arasında temel antijenler itibariyle bir fark yoktur. Farklı olan, esas itibariyle belirli protein ve enzimlerin miktarı ya da nişastanın içeriğidir. ImuPro testinde glüten ve buğday proteinleriyle ilgili sonuçların aynı zamanda makarnalık buğday için de geçerli olduğundan emin olabilirsiniz.
İçinde yumurta akı olan tüm ürünlerden. Yumurta akı çok sayıda gıda ürününde kullanılır. Yumurta akı proteinleri şu tür isimler altında gizlenmiş olabilir: yolk yumurta akı, ovalbümin, livetin, albümin, lisozim, E 1105, globülin, ovomükoid, lesitin, E233. Yumurta akından uzak durmanız gerekiyorsa, onun yerine 2 çorba kaşığı suyla 1 çorba kaşığı soya ununu karıştırarak onunla aynı güçte bir bağlayıcı madde elde edebilirsiniz (hamur işleri, vb., için). Soya fasulyesine duyarlılığınız varsa soya unu yerine mısır unu, patates unu veya pirinç unu kullanabilirsiniz. Şarapta yumurta akı olabileceğini unutmayın.
Saf hamur mayası fermentasyonu esas olarak bir bakteri varyantı olan Lactobaccilli (laktik asid üreten bakteri türü) tarafından gerçekteştirilir ve bu işi herhangi bir mayanın yapması çok zordur. O nedenle fırıncı özel olarak hamura maya katmamışsa, mayalı ekmekte yüksek oranda maya bulamayız. Sirke için de durum aynıdır, nihai sirke fermentasyonu mayaların değil bakterilerin (büyük ölçüde yüksek dereceli alkollerden türeyen asetik asit bakterileri) eseridir. Endüstriyel olarak üretilmiş sirkelerde maya bulmak çok zordur, ancak evde yapılmış bazı sirkelerde yüksek oranlarda maya bulunabilir.
Hayır, çünkü limon tuzu (sitrik asit) kimyasal olarak üretilen tek bir moleküldür. Sizin reaksiyon gösterdiğiniz, limondaki proteinlerdir.
Hayır, gerekmiyor. Vanilin kimyasal olarak üretilen bir çeşnidir ve farklı bir bileşimi vardır.
Alerji ile şiddetli arzu duyma ilişkisi bilinen bir konudur. Birtakım yiyeceklere karşı, ani, şiddetli bir arzu duyduğunuzda, kendinizi tutmaya çalışın. Bu tür şiddetli arzu nöbetleri normal olarak üç-beş gün içinde geçer. Dikkatinizi başka şeylere yöneltmek faydalı olabilir: örneğin odayı yoğun ve hoş bir kokuyla dolduran bir çubuk yakabilir veya cildinizi bir esansla oğabilirsiniz.
Tabii ki. Hatta yemeniz de gerekir, ancak, tatlılarınızı da rotasyon planına göre düzenleyin. Örneğin menünüzde bir gün, mısır dokunmuyorsa, tatlı mısırlı bisküvi, diğer bir gün, “spelt günü”, spelt kraker olsun. Ancak, çikolata veya kek gibi endüstriyel olarak üretilen tatlılardan uzak durmalısınız.
Bal karışımı, ImuPro’nun tek bir cins çiçekten yapılmış belirli bir balı test etmediğini ifade etmek için kullandığımız bir terimdir. Çevrenizden, çoğu yöresel özellikler taşıyan çok çeşitli ballar alabilirsiniz; o nedenle biz testlerimizde, bir süpermarkete girip satın alabileceğiniz “genel bal”ı tercih ettik. Bu ballar farklı çiçeklerle beslenen farklı arı sürülerinden alınan nektarların bir araya getirilmesiyle elde edilen ürünlerdir. O nedenle bal (karışım) diye adlandırılır. Sonuç olarak hasta, tavsiye edilen süre zarfında her türlü baldan uzak durmalıdır.
Bizim testlerimizde kullandığımız tanen, sentetik tanen asididir. Tanen, bünyesinde çok sayıda maddenin bulunduğu büyük bir madde grubunun adıdır, tektip değildir ve gıdadan gıdaya ya da bitkiden bitkiye değişiklik gösterir. Tanenlerin suda çözünürlüğü zayıf olduğu için, gıda ekstraktlarımızdaki tanen miktarı yüksek değildir ve bu miktar, ayrıca, meyvenin olgunluğuna bağlı olarak da değişir. O yüzden tanen reaksiyonu ile tanen içeren bir gıdaya gösterilen reaksiyonu aynı veya bağlantılı şeyler olarak göremezsiniz. Tanen asidi duyarlılığı büyük bir ihtimalle, ilaçlar, kremler veya mamul gıda maddelerine karıştırılan tanen asidine gösterilen bir reaksiyondur. Burada ancak tanen asidi bakımından zengin gıdaları azaltmanızı tavsiye edebiliriz. Bu tür hastalarda advers reaksiyon riski, ürünlere karıştırılan tanen asitlerinde doğal olarak kompleks tanen içeren gıdalara oranla daha yüksektir.
Aspergillus bir küftür mould; spor şeklindedir. Bunlar ısıya, soğuğa ve kuraklığa olağanüstü dayanıklıdır. Son derece ağır koşullarda uzun süre canlı kalabilirler. Dondurmak bir işe yaramaz, aksine bunları daha da azdırır. En az 30 dakika süreyle kaynatmak tüm canlı türlerini öldürebilir fakat bu sporları değil. Gıda maddesi soğutulduğunda sporlar tekrar üremeye başlar. Bunları yok etmek için gıda maddesini sterilize etmeniz, yani yüksek basınç altında 125°C’de işlemden geçirmeniz gerekir. Onun için en iyisi ve daha kolayı söz konusu gıdadan uzak durmaktır.
Hayır, omega-3 yağ asitleri ile balık reaksiyonları arasında bir bağlantı yoktur. Omega-3 bir yağ asidi olduğu ve sonuçta proteinlerden ayrı ve farklı birşey olduğu için, omega-3 kapsüllerinde herhangi bir protein yoktur. Fakat hasta surimi veya diğer balık preparatları yiyor olabilir. Bunlar herhangi bir balık türüyle çapraz-reaksiyona girebilir.
Bu bir çapraz-reaktivite meselesi. Bünyenizin antikorları hangi spesifik protein(ler)e yönelik olarak ürettiğiyle bağlantılı. Birçok hasta belirli balıkları yiyebilirken, belirli balıklara (şiddetli) reaksiyon verir. Çapraz-reaktiviteyle ilgili, hastalara yiyebilecekleri balıklar konusunda yol göstermek için başvurabileceğimiz kesin hiçbir veri yok. Ne yazık ki, balıklar arasında çapraz-alerjenite konusu oldukça karmaşık ve, bilebildiğimiz kadarıyla, net bir şekilde tanımlanmamış bir konu. Ancak, balıkların farklı familyalardan olması çapraz-reaktivite ihtimalini ortadan kaldırmaz ve henüz elimizde, belli bir durumda klinik bir çapraz-reaktivitenin ortaya çıkıp çıkmayacağını doğru bir şekilde öngörmemize izin verecek kesin bir bilgi/veri yok. Ayrıca balık proteinlerinin hiç beklemeyeceğiniz birçok işlenmiş gıdada da bulunabileceğini unutmayın, örneğin Sezar salatası ve Sezar sosunda, Worcestershire sosu, bouillabaisse, taklit veya yapay balık veya kabuklu deniz ürünlerinde (“deniz parmağı sea legs” veya “deniz çubuğu sea sticks” gibi birçok başka isim altında da bilinen surimi buna bir örnektir), rulo köftede meatloaf ya da patlıcanlı bir Sicilya garnitürü olan barbekü sosu veya caponatasında.
Kerevit, yengeç ve istakoz gibi su ürünlerinin hepsi de kabuklular ailesindendir. Test sonuçlarınızda bu gıdalardan biriyle ilgili birşey varsa, sadece bu sonuca göre hareket edin. Ama bunlardan 1 veya 2’sinde testiniz pozitif ise ve diğerlerinin sonucu (seçtiğiniz testin kapsamının darlığı nedeniyle) değilse, diyetin başında, bu türde sonucunu bilmediğiniz gıdaların hepsinden uzak durmak en iyisidir. Çünkü kabuklularda bazı proteinler aynıdır. Daha sonra, semptomlarınız yatıştığında, bunları birer birer (her seferinde bir tanesi olmak üzere) diyetinize dahil etmeyi deneyin. Herhangi bir ters etki hissetmezseniz, rotasyon diyetinize dahil edersiniz.
Bunların birçok aromalı sütte, yoğurtta ve meyve sularında bulunduğunu unutmayın. Ayrıca bunlarla bir çapraz-reaksiyon da olası. Muz ve ananas, lateksle (latex) aynı alerjen yapıya sahiptir. Latekse duyarlılığınız veya alerjiniz varsa, muzla bir çapraz-reaksiyon mümkündür. Hayatınızda bir tane yememiş olsanız bile, muza hiç tereddütsüz reaksiyon gösterebilirsiniz. Bu alerjenin olası diğer bir kaynağı da bir kapalı yer bitkisi olan Benjamin inciridir. Eğer bu bitkiye duyarlılığınız varsa, evinizde bulundurmamanız gerekir. Avokado ve kavun-karpuzla (melons) çapraz-reaksiyon olabilir.
Evet, ImuPro testinde pozitif reaksiyon tespit edilen gıda maddelerine ait ekstraktlar içeren kozmetik ürünlerden de uzak durulmalıdır. İnsan cildi de son derece reaktif bir immün organdır ve tecrübelerimiz, cilde uygulanan ürünlerin, hatta lavander gibi solunan antijenlerin bile duyarlılık semptomlarına yol açabildiğini göstermektedir. Çevre hekimliği alanındaki tecrübelerimizden de biliyoruz ki, bir insan Titaniumokside (TiO2) reaksiyon gösteriyorsa, içinde TiO2 bulunan tüm kozmetik ürünler ve diş macunlarından da uzak durmalıdır.
Kaygılarınızı anlıyoruz, fakat vücudunuzun ihtiyacı olan karbonhidratları duyarlı olduğunuz gıdalardan (özellikle glüten) aldığınızda, inflamatuvar süreçler nedeniyle enerji ve fiziksel güç kaybına uğrarsınız. Ama sorunsuz yiyebileceğiniz birtakım karbonhidratlar da var (örneğin pirinç, patates, mısır, vb.), karbonhidrat ihtiyacınızı bunlardan sağlayabilirsiniz. Eğer testinizde maya pozitif çıkmadıysa glütensiz ekmek de tüketebilirsiniz. Daha büyük porsiyonlar halinde veya daha düzenli yeme yoluna da gidebilirsiniz. Ayrıca protein ve yağ alımınızı, omega-3’te bolca bulunan yüksek kaliteli yağlarla artırabilirsiniz. Müsabakalar sırasında fazla miktarda mineral kaybedeceğiniz için, kalsiyum takviyeler de faydalı olabilir. Sporcular üzerinde yapılan temel araştırmalar, bir ImuPro diyeti yaptıklarında, VO2max’da artış ve laktatta azalma olduğunu, daha hızlı toparlandıklarını ve daha iyi bir kitle/yağ bileşimine sahip olduklarını göstermektedir.
Bu büyük ölçüde semptomlarınızın türüne bağlıdır. İki üç gün içinde bazı değişiklikler olur, fazla suyun atılması nedeniyle yaklaşık 2 kg verirsiniz. Üç beş gün sonra sindirim sistemiyle ilgili semptomlar düzelmeye başlar. Hastalar genellikle üç beş gün sonra kendilerini çok daha iyi hissettiklerini belirtirler. Ancak bazı semptomlarda (artrit ya da daha ağır immünolojik hastalıklar gibi) bir sonuç alabilmek için birkaç hafta beklemek gerekebilir.
Bu, fazlasıyla kişiye bağlı bir konudur. Olabilir de, fakat çoğu zaman olmaz. Bu tür reaksiyonlarla, ilk kez kahveyi bırakan kişilerde karşılaşıyoruz, özellikle kahve tiryakilerinde. Diyetin ilk haftası başağrılarının arttığından yakınırlar, fakat on gün sonra başağrıları tümüyle kaybolur.
Testi takip eden 8-10 hafta, testte analiz edilmeyen tüm gıdalar ve katkı maddelerinden uzak durulmalıdır. Daha sonra şöyle bir yol izlenmelidir: aspir yağı gibi nadir gıda maddelerine, tropik meyvelere veya yabani havuç parsnips gibi egzotik sebzelere karşı intolerans da nadirdir. Testte analiz edilmeyen bir gıda maddesini denemek istiyorsanız, takip eden hafta herhangi bir sağlık sorunu yaşayıp yaşamadığınıza dikkat etmelisiniz. Ayrıca kendinizi sınırlamaya, bir seferinde sadece (testte analiz edilmemiş) bir gıdayı diyetinize dahil etmeye dikkat edin, böylece bir reaksiyon olursa, buna hangi gıdanın yol açtığını bilebilirsiniz. Aldığınız gıdaya herhangi bir ters reaksiyon vermezseniz, bu gıdayı rotasyon diyetinize dahil etmeye başlayabilirsiniz. Bu arada vücut ağırlığınıza da dikkat edin. Bu türde test kapsamında olmayan bir gıdayı menüye dahil ettiğinizde kilonuz bir gecede kabaca 1 kg veya daha fazla artış gösterdiyse, muhtemelen bu gıdaya reaksiyon gösteriyorsunuz. Böyle bir gecede oluşan kilo artışları söz konusu gıdaya inflamatuvar bir yanıtın işaretidir. İnflamatuvar yanıt sonucunda vücut su tutmaya başlar, tartıldığınızda gördüğünüz fazlalıktır bu.

ImuPro IgG gıda alerji testlerinden biri sizin için iyi bir seçenek olabilir mi?
Hızlı Test
ImuPro konsepti hakkında bilgi edin: IgG gıda alerji testleri ve beslenme rehberliği.
Daha Fazla Bilgi
Gecikmeli IgG gıda alerjisi nedir ve nasıl oluşur?
Daha fazla bilgi