Dünya genelinde otizm teşhisinde son birkaç yılda büyük bir yaşanmakta ve bu durum otizm farkındalığı oluşmaktadır. Bu büyüyen problemle ilgili endişeli birçok ebeveyn, çocuklarının semptomlarını azaltmak için diyet önlemlerine yöneliyor. Vakaların büyük çoğunluğunda, bu semptomlar hem mide-bağırsak hem de duygudurum bozuklukları şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Sağlıklı bireylerle karşılaştırıldığında, otizmli çocuklar sıklıkla yoğun bir şekilde aşağıdaki semptomlarla karşılaşmaktadırlar.
- Şişkinlik
- Aşırı gaz üretimi
- Geğirme ve karın ağrısı
- İshal
- Gastrik reflü
- Yüksek inflamatuar barsak hastalığı oranları
Bu semptomları ortadan kaldırmak için uygulanan tipik tedavi biçimi, canlı clostridium bakterilere karşı etkisinden dolayı ishali azaltmada oldukça başarılı olan oral vankomisin (antibiyotik) ile tedavisidir. Bununla birlikte, yapılan araştırmalar gösteriyor ki vankomisin tedavisinin sona erdikten 2 hafta sonra, çocukların davranışları önemli ölçüde kötüleştiyor. (muhtemelen sporların uygun şekilde yok edilememesi nedeniyle.) Bu durum sürekli artan antibiyotik direncine ve daha spesifik olarak vankomisine dirençli patojenlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu terapi kısa süreli bir iyileşme konusunda etkilidir ancak uzun vadede semptomlar daha da kötüleşebilmektedir.
“Bu iyileşme, her bir anti-mikrobiyal ilaç takviyesinde koruyucu bakterileri florasının bozulmasına yol açan kısır bir döngü oluşturduğu için kısa ömürlüdür.”
Bağırsak bakterileri veya mikrobiyom ile davranışlar arasındaki bağlantı nedir?
Cevap, şu anda tıbbi olarak bağırsak-beyin ekseni veya bağırsak-mikrobiyom-beyin ekseni olarak bilinen eksene dayanmaktadır. Bu eksen bağırsak bakterileri ve enterik nöronlar arasındaki doğrudan bağlantıyı tesmsil eder. Psikolojik durumu ve ruh halini sindirim ve bağırsak hareketliliğinin etkilediğini uzun zamandır biliyor olsak da, tersi durumda da sindirim ve bağırsak mikrobiyomunun, bu eksen üzerinden ruh halimizi ve psikolojik durumuzu doğrudan etkilediğini gösteren yeni kanıtlar ortaya çıkıyor. Bağırsak, otizm patofizyolojisinde oldukça hassas bir faktör olduğundan, otizmli çocukların gastrointestinal kanalındaki bakteri bileşimine genel bir göz atmak oldukça önemlidir. Sağlıklı bireylerle karşılaştırıldığında, otizmli hastalarda Bifidobacterium, Lactobacillus, Sutterella, Prevotella ve Ruminococcs dengesizliği olduğu ve bu durumun bağırsak disbiyozuna yol açtığı görülmektedir. Bu disbiyoz (bağırsak mikrobiyotasının kalitesi ve miktarında meydana gelen dengesizlikler), iltihaplı bağırsak hastalığı, atopik hastalık ve obezite dahil olmak üzere bir dizi başka hastalıkta da görülür.
“Otizmli çocukların ebeveynleri genellikle davranışsal belirtilerin bağırsak problemleriyle örtüşme eğiliminde olduklarını söylemektedirler.”
Peki, bu bağırsak-beyin eksenin, IgG gıda alerjisi (Gıda duyarlılık / İntoleransı) ile ne ilgisi var?
Otizm ve gıda duyarlılığı arasındaki bağlantının, otizmli hastalarda görülen intestinal geçirgenlik bozulmasından (diğer bir deyişle sızdıran bağırsak) kaynaklı önemli bir faktör olduğu görülmektedir . BioMed Research International'da yayınlanan 2013 yılında yapılan bir araştırma, 206 hastanın (Otizmli 162) bağırsak geçirgenliğinin, otizimlilerin % 25.6'sında, sağlıklı çocukların ise % 2.3'ünde arttığını ortaya koyuyor. Bu önemli bir bulgu!
Bağırsak duvarlarının geçirgenliğinin artmasının, daha büyük sindirilmemiş proteinlerin kana karışmasına neden olduğunu biliyoruz. Bu durum da tip III alerjilerin veya gıda duyarlılığının gelişmesine neden olmaktadır. Vücudunuz, bozulmuş bağırsak bariyerinden geçen bu proteinlerden korunmasına yardımcı olmak için, bağışıklık sistemi tarafından IgG antikorları oluşturmak için bir reaksiyon başlatır. IgG antikorları daha sonra kan dolaşımında bir immün kompleks oluşturarak besin proteinlerine sabitlenir. Bu immun kompleks bir dokuya sabitlenirse, öncelikle inflamasyona ardından kişiden kişiye değişen spesifik semptomlara neden olan doku hasarına yol açar. Daha detaylı açıklama için tıklayınız... Sonuç olarak güvenilir bir test yapılmadan hangi gıda maddelerinin hangi semptomlara yol açtığını bulmak neredeyse imkansızdır.
İmmün kompleksi oluşturan gıdalar düzenli olarak tüketilirse, ilgili dokuda kronik inflamatuar bir reaksiyon oluşur. Bu durum, gıdalar beslenemeden çıkarılana ve bağırsak geçirgenliği giderilene kadar devam eder.
Gluten ve kazein, buğday (ve diğer tahıllar) ve inek sütünde bulunan proteinler genellikle bu bağışıklık reaksiyonunu tetikleyen şüpheli listesindedir ve pek çok ebeveyn bu yiyecekleri çocuklarının beslenme programından çıkarması konusunda bilgilendirilir.
Ancak, IgG testi konusundaki 18 yıllık deneyimimiz sonucunda, otizmi olan veya olmayan hastalarda sadece gluten ve inek sütü değil herhangi bir yiyeceğin kronik inflamatuar kaynağı olabileceği açıkça görülmüş.
Referanslar:





